OTİZMİN TARİHÇESİ NEDİR?
Tarihsel gelişim olarak baktığımızda 70 yıllık bir tarihsel aşamayı kapsamaktadır.En aşırı gelişmeler 1980 senesinden sonrasında görülmüştür. Otizm terimi ilk kez İsviçreli psikiyatrist Eugen Bleuler tarafından 1910 senesinde kullanılmıştır. Yunan dilinde benlik, öz, kendi gibi anlamlara gelen otos sözcüğünden türetilmiştir. Bleulerbu terimi dış çevreden kendisini tamamen soyutlamış bir kişiler için kullanmıştır.
Otizm Spektrum Bozukluğu kavramı ilk kez çıkışından bu tarihe kadar birçok kez değişim göstermiştir. Esasen otizm terimi öncelikle şizofreni ile ilgili olarak ortaya çıkmıştır. Otizm, Bleuler tarafınca tanımlanan şizofreninin 4 belirtisinden birisiydi. Çocuklardaki bu bozukluğu tanımlayan ise 1943’te 11 olgu ile Leo Kanner dır. Kanner, belirtilerden birini “sanki kendi kabuğuna çekilmiş, kendi kendine yaşıyorcasına gibi” diye tanımlamıştır. Kanner’e göre bu bireylerin durumu diğer tüm durumlardan farklıydı. Ortak özelliklerini “otistik yalnızlık”, dili iletişim amaçlı kullanamama, tekrar eden hareketler “aynılık tutkusu” ve “iyi bilişsel potansiyel” olarak tanımlamıştı. Gaziantep rehabilitasyon merkezleri 1956’da Kanner ve kendisini tanımak lüksüne eriştiğim Leon Eisenberg otizmin temelini “aşırı toplumsal yalıtkan” ve “aynılık saplantısı” olarak aktarmıştır ve otizmin oldukça erken bebeklik döneminden beri var olduğunu belirtmişlerdi. Gaziantep rehabilitasyon merkezleri 1978’de, yeniden müşerref olmak mutluluğuna eriştiğim Sir Michael Rutter dil gelişimindeki sorunların da tanı ölçütleri içinde yer alması icap ettiğini gerekliğini vurgulamıştır.
1950’li yıllarda psikiyatride psikoanalitik teori fazlaca hâkimdi. Bu sebeple, otizmin nedenin de anne çocuk ilişkisinde olduğu, “buzdolabı anne” kuramı ile öne sürülmüştü. Buna nazaran, otistik davranışların nedeni bu çocukların annelerinin aşırı soğuk davranışlarıdır. Özellikle Bettelheim tarafınca öne sürülen bu fikre ilk karşı çıkış kendi çocuğunda da otizm olan ve otizmin beyinle alakalı bir bozukluk olduğunu söyleyen Rimland’dan gelmişti. Folstein ve Rutter’ın 1977’de otizmin genetik temelleri olabileceğini göstermesi, önemli bir dönüm noktası olmuştur.
OTİZM NEDİR
Otizm, yaşam boyu süren, sosyal etkileşim ve iletişimde zorluklarla ve sınırlı ya da tekrarlayan düşünce ve davranışlarla karakterize olup, değişken şiddette yaşanabilen nörogelişimsel bir bozukluktur. Otizm her yaşta teşhis edilebilse de semptomlar daha çok yaşamın ilk 3 yılında ortaya çıktığı için nörogelişimsel bir bozukluk olarak kabul edilmektedir.
Otizm, yaygın gelişimsel bozuklukların bir alt grubudur. Yaygın gelişimsel diğer bozukluklar ise;
Asperger sendromu: Dil gelişimleri otizme göre daha iyi olmaktadır,
Rett sendromu: Sadece kız çocuklarında görülen ağır zihinsel geriliği ve baş çevresi küçüklüğü ile seyreden bir genetik hastalıktır.
Dezintegratif: İlk iki yaşa kadar çocuğun gelişimi normaldir ancak sonrasında otizm benzeri bulgular başlamaktadır.
OTİZM NEDEN OLUR?
Otizmin kesin nedeni bilinmemekle birlikte, tek bir nedeni de bulunmamaktadır. Yapılan araştırmalarda otizmin nedeni genetik ve genetik olmayan veya doğum komplikasyonları, viral enfeksiyonlar ve çevre kirliliği gibi çevresel etkiler olarak görülmektedir. Farklı kromozomlardaki 100’den fazla gen, farklı şiddette otizm spektrum bozukluğuna neden olabilir. Beyin fonksiyonlarını ve hücre iletişimlerini bozan, nadir de olsa bazı genetik, nörometabolik hastalıklarda veya epilepsi gibi durumlarda da otizm bulguları görülmektedir.
Otizmin çocuk yetiştirme özellikleriyle ya da ailenin ekonomik koşullarıyla hiçbir ilişkisi yoktur; bu nedenle otizm spektrum bozukluğunu her çeşit toplumda, farklı coğrafyalarda, ırkta ve ailede rastlanmaktadır.
Otizm Belirtileri Nelerdir?
Otizm belirtileri temel olarak iki alanda işlevsel bozulmaya yol açan sorunlar oluşmaktadır:
Otizmde Tedavi Nedir?
Otizmde tedavi çocuğun mümkün olan en kısa sürede uygun eğitsel programlara yönlendirilmesidir. Otizmli çocukların ihtiyaçları birbirlerinden farklı olduğu için, verilen tedavi ve eğitim çocuğa özgü hazırlanır. Bireyselleştirilmiş Eğitim Programı (BEP) çocuğun bireysel özelliklerine, gelişim düzeyine uygun olarak hedefler belirlenerek planlanır. Eğitim, çocukların başta yaşına uygun sosyal ve iletişimsel beceriler olmak üzere, özbakım ve bilişsel becerileri kazanmalarını hedefler.
Otizmde İyileşmeden Söz Edebilir miyiz?
Otizmin çoğu zaman çocukluktan yetişkinliğe, yaşam boyu süren bir durum olduğu bilinse de son yıllarda otizmde iyileşmeden söz edilmektedir. Güncel çalışmalarda özellikle erken tanı alan alıp erken ve uygun müdahale edilen çocukların %5-20’ sinin tanıdan çıkabildiği gösterilmiştir.
İlk tanı yaşının erken olması, uygun eğitsel müdahalenin erken dönemde başlatılması, çocuğun zeka düzeyinin, dil gelişiminin iyi olması ve belirti şiddetinin hafif olmasının otizmde olumlu gidişi öngören faktörler olduğu gösterilmiştir.
Mesaj gönderebilirsiniz
+90 532 787 49 00
Hafta içi 09.00-17.00
0 322 228 44 88
Yeşilyurt Mah. İbo Osman Cad.
No:3 Seyhan/Adana